Sizce Dedikodu Ağları Bir İşletme'nin Sonunu Getirebilir mi?
Yeni gelişen iş dünyası benzer kaynakları kullanarak varlıklarını sürdürmeye çalışmaktadır. Her işletmenin kar ve büyüme gibi hedefleri ortak olsa da bunun için mücadele etme biçimleri farklılaşmak zorundadır. Endüstri'nin bu çağı birçok içsel ve dışsal ilişki ağını zorunlu kılmaktadır. İş yaşamı içinde ve dışında, ilişkilerin daha sağlıklı yürütülebilmesi için bu ilişki ağının sağlam bir şekilde kurulması gerekmektedir. İletişim, kişiler, toplumlar, devletler gibi birçok sosyolojik ağ için her zaman hayati olmuştur. Karşılıklı duygu, düşünce ve bilgi paylaşımı olarak tanımlanan iletişim süreci örgütsel hayatta hem resmi olan olmayan bir sürü ilişki ağı yer almaktadır. İş hayatının resmi yanını temsil eden bürokratik süreçler bazen iş yapanların dostluk ilişkisiyle daha hızlı yol alabilir. Çünkü prosedürler ortadan kalkmıştır. Bu noktada informal ilişki ağı alınması gereken kararların daha hızlı işlerlik kazanmasını, sürecin hızlanmasını sağlar. Hatta bazı işletmeler birlik beraberlik ruhunun kuvvetlenmesi için sosyal etkinlikler, kurum içi çay kahve sohbetleri düzenlemektedir. Tabii ki bunun riskleri de vardır. Mesela laf taşımak, fısıltı gazetesi yaymak, dedikodu ve söylenti yayılması mümkün. EEE öyle ya iş hayatı içinde Ali, Ali bey, Ayşe ise Ayşe Hanımdır. Ancak mesai bitince diğer iş arkadaşlarının ''Kankası''dır bu arkadaşlar. Bu insanlar haftasonu görüşüyor. Maç, konser, yemek, kahve vb.. birçok ortak paylaşım yapıyor. İşte bu ilişki ağı yöneticinin, iş verenin, müdürlerin kuyularının kazıldığı merasimler olabiliyor. Bu şekilde örgütlerdeki birçok faktörden etkilenen iletişim olgusu bazen, informal ilişkideki olumsuz yanlar nedeniyle kontrolden çıkarak zehirli bir yapıya dönüşüyor ve çalışanlar arasındaki ilişkiler olumsuz etkileniyor. Sonuç; işe yabancılaşma, stres, performans düşüşleri..
Peki bu durum yönetilemez mi?
Elbette bu aşamada başrol yöneticilerin olmaktadır. Bu sorunların yaşanmaması için yöneticilerin çalışanlarını çok iyi tanıması gerekmektedir. Hatta çalışanların karakter özelliklerinden tutun da nasıl bir sosyal çevrede yaşadıklarına kadar bilgi sahibi olmaları gerekir. Aksi halde işletmeler, işlerin yavaşlamasından rekabette sürdürülebilirliği kaybetmeye hatta batabilir. Burada odak nokta yöneticinin yönetme biçiminin önemidir. Ne mi yapılabilir; O kankaların maç biletlerini hediye et, onların birlikte gidebilecekleri tiyatro, sinema, konser aktivitelerine sponsor ol. Onları değerli hissettir. Bunlar bir işletme için maliyet değil yatırımdır. Sizce büyük firmalar bunları yapmıyor mu? Apple Türkiye çalışanların spor salonu ücreti ödüyor bunu biliyor musunuz. EEE zaten bu yüzden ''Apple'' demeyelim lütfen.. Bunlar hep değer aklının ürünü...
ŞİMDİ genel olarak bakıldığında sanki farklı bir sektör yokmuş gibi daima eğitim alnında çalışmalar yapılmış ama iş hayatında çalışma yok. Ben de bunu ''Blogumda'' işletmeler için çalıştım. Hatta akademik olarak bunu bir de ölçümlemeye çalıştık. Hangi sektörde mi? Tabii ki havacılık sektöründe..
Peki neden?
Küresel işletmecilik ve markalar dikkate alındığında; havacılık sektörü markalarının, diğer markalar içindeki payı ve marka değeri ortada ayrıca Türkiye’nin uluslararası en bilinir markasının bu sektörde yer alması gibi durumlar, bize hadi yapalım şu çalışmayı dedirtti. Biz derken çalışmayı değerli akademisyen dostlarım Dr. Muhammed Fatih CEVHER ve Pilot Dr. Kağan Cenk MIZRAK ile birlikte yaptık.
Peki ne sonuç çık dersiniz?
Biz bu araştırmada resmi olmayan ilişkilerin neye göre yönetileceğine bakarken, insanları hem kurum içinde hem de kurum dışında ele aldık. Görünen şu ki kişilerin resmi olmayan ilişki yönünü anlayabilmek için; içeride eğitim durumlarına göre dışında ise maaşlarına göre bir ayrım yapılabilir. Yani kurum içinde samimi olanların kimler olduğunu tespit için aynı eğitim ya da okuldan mezun kişiler size ip uçu verebiliyor. Kurum dışında ise kahve sohbetinde bir araya kimler geliyor diye düşünüyorsak orada da kişilerin maaş seviyeleri ip uçu verebiliyor. Yani yakın maaşlı insanlar daha samimi. Tabii ki bunlara gerek yok kim kimle samimi görmek istiyorsan git sosyal medyadan takip et diyebilirsin ama hikayelerden gizlenirsiniz düşüncesiyle üşenmedik kalktık akademik bir uğraş verdik:) Görünen o ki günümüz toplumlarını dahi inşaa etme gücündeki ''dedikodu ağını'' iş dünyasında yönetebilmek zor zanaat gibi.. ve evet eğer iyi yönetilmezse o dedikodu ağı bir işletmenin sonunu getirebilir...
Not: Bu araştırmanın akademik linki; https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1177216
Yorumlar
Yorum Gönder